Ana içeriğe atla

KOCAMAN RESİMLER KÜÇÜCÜK YAZILAR


Hiç bir yan etkisi olmamasına rağmen günümüzde çocukların çoğu kitaplarla çok geç tanışıyor ya da tanıştırılıyor. Oysa ki olabildiğince erken tanışmalı çocuklar kitapla. Korkmayın! Bir kaç sayfayı yırttı diye dünyanın sonu gelmez. Ben kızımın yırttığı kitapları atmıyorum mesela, saklıyorum, o büyüyünce tamir ederiz, yapıştırırız; hem o esnada ona kitapları nasıl da keyifle yırttığını anlatırım. Yırta yırta alışıyorlar merak etmeyin. Hem yırtsınlar, cam değil ki ellerini kessin. Ayrıca çok çeşitli alternatif kitaplar var; plastikten, kumaştan, mukavvadan... Başlangıç için bunlar da olabilir ama asla yetmemelidir. Çünkü kumaş vs. bana göre kitabın yerini asla alamaz ve kitabın tadını veremez. Zaten bebeğinizi erken dönemde kitapla tanıştırırsanız, onları gelişigüzel yırtmayı da o kadar erken bırakır. bebeğiniz yırttığı zaman çok büyük tepkiler göstermeyin, hatta yırtsın da içinde kalmasın, gidersin merakını. Mesela dikkat çekici, resimli, kuşe kağıtlı eski dergilerinizden verebilirsiniz önce eline, beraber sayfalarını çevirin, oradaki nesnelerin isimlerini söyleyin, sayfaları çevirirken illa da yırtacak yanlışlıkla da olsa, ama sizin özeninizi gördükçe o da dikkatli olmaya çalışacaktır büyük ihtimalle. Sonra çocuk kitaplarına geçin, kocaman, bol resimli, küçücük yazılı olanlardan. Okuyun ya da anlatın.



Küçük bir el feneriniz varsa akşamları uykudan önce ışığı kapatın ve öyle okuyun kitabı. Çocuğunuzun dikkatini daha kolay topladığını ve sadece okuduğunuz sayfaları gördüğü için oraya rahatlıkla yoğunlaşabildiğini göreceksiniz. Ayrıca el feneri ile kitap okumak, karanlıktan korkan çocuklara iyi geldiği söyleniyor. Çocuğunuzun baş ucuna bir el feneri bırakmayı da unutmayın...

Çocuklara ve bebeklere kitap okurken yapılan hatalardan biri de illa yazılanların okunması gerektiği düşüncesidir. Yazıları değil resimleri okusanız yeter; mesela dikkatinin tam da dağıldığı yerde 'aaa kediii' deseniz bile kafidir, bu kelime onu tekrar motive edebilir. Örneğin  kızımın (18 aylık) dikkatinin dağıldığı yerde ona 'ayı, kedi ya da araba' göstermem ve 'hani nerdeymiş düüüt' demem, onu tekrar kitaba yoğunlaştırmam için yetiyor da artıyor. Hele de karanlıkta el feneri ile okuyorsak 10-15 dakika kitapla ilgilendiği oluyor, tabi çok sık karşılaştığımız bir durum değil bu :)

Kitaplığınızda çocuğunuza da bir raf ayırın ve rahatlıkla uzanabileceği yerde olsun. İstediği zaman alsın baksın. Kitabı her eline aldığında fırsattan istifade deyip gitmeyin yanına, bırakın biraz da başbaşa kalsın kitaplarla. Sizden okumanızı isterse tabi ki de bu nazik teklifi geri çevirmeyin derim.

Kitapların, kuşkusuz bir çok yararı var; dil gelişimini destekleme, empati kurma becerisini geliştirme, zihinsel gelişime olumlu etkisi, ileride okumaya katkı sağlama, hayal gücünü geliştirme vs. bunları hepimiz biliyoruz. Hepsi bir yana, küçük büyük fark etmeden yepyeni kapılar açıyor okuyan herkese, O yüzden okuyalım. Önce kendimizi, sonra çocuklarımızı, eşimizi, dostumuzu bu güzellikten mahrum etmeyelim.
Bundan sonraki yazımda elimde bulunan kocaman resimli küçücük yazılı kitaplardan bir kaç örnek sunacağım inşallah.

Kitapla kalın...

Çocuk Dürbünü 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEBEKLİ UMRECİLERE TAVSİYELER

Bu yazıyı yazmamdaki amaç, bebekle umreye gidecek olanları, tüm söylenenlere rağmen biraz cesaretlendirmek ve ne yapmaları gerektiği konusunda yardımcı olmaktır. Bana "Pişman mısın, bebekle çok zor olmuştur" diyorlar. Kişi, oralara gider de pişman olur mu hiç! Bence hayatın her döneminde, ne zaman imkan olursa hiç tereddüt etmeden gitmeli insan, Allah kolaylığını verir elbet. Hem "Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır" ayetiyle müjdelemiyor mu bizi Rabbimiz? Güzel düşünelim ki güzel olsun, gönlümüzce olsun her şey. Aksi takdirde benim gibi söylenenlere kulak asıp vazgeçme aşamasına kadar gelebilirsiniz. Şükürler olsun ki böyle bir hatadan döndüm ve Rabbim bana, oraları görmeyi nasip etti. Gelelim umre yolculuğumuza: Umre için yola çıktığımızda kızımız 21 aylık idi ve aylardan şubat idi. Öncesinde ufak çaplı bir araştırma yaptım. Kızım için hazırlayacağım eşyaları listeledim. Fazla kıyafet götürmeye hiç gerek yok. Mekke'de çamaşırlar çok hızlı bir

ERKEN ÇOCUKLUKTA MASTÜRBASYON VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

"Mastürbasyon (kendi kendine doyum), 3-5 yaşlar arasında sık rastlanan bir davranıştır ve çocuğun kendi bedenini tanıma eyleminin bir parçasıdır." diyor Haluk Yavuzer   Çocuğu Tanımak ve Anlamak   adlı kitabında. Gerçekten de öyledir. Çocuklarınızı dikkatli izlediyseniz, cinsel organlarına önce tesadüfen dokunduğunu, onu fark ettikçe dokunma isteklerinin artığını görmüş olmalısınız. Bu aşamada 'çek elini oradan, ayıp, terbiyesiz' diyerek ellerine vurmadıysanız ve zorla bu davranıştan vazgeçirmeye çalışmadıysanız bir süre sonra oraya olan aşırı ilgisinin kendiliğinden kaybolduğunu görürsünüz.

GEBELİKTE 2'Lİ VE 3'LÜ TARAMA TESTİ

Gebelikte yapılan 2'li ve 3'lü tarama testleri, anne karnındaki bebekte görülebilecek kromozomal hastalıkların tespit edilmesi için yapılır. Bu hastalıkların başında da Down Sendromu gelir. Son zamanlarda özellikle de muhafazakar kesimlerde, bu testlere karşı aşırı ön yargıların bulunduğuna şahit oluyorum. Bunun sebebi ise; bu testlerden çıkabilecek olası olumsuz sonuçların kürtaja sebep olabileceğidir ve gerçeklik payı da vardır. Peki "bebeğim engelli olacaksa hiç doğmasın" diye düşünen bir anne, sağlıklı doğacak sandığı bebeği  engelli doğduğunda ne hissedecek? Büyük bir şok geçirme ve ardından bebeği reddetme ihtimali yüksek. Sonuç böyle olacaksa engelli bebeklerin, anne karnında yaşamına son verilmesi gerektiğini söylemiyorum ve böyle bir şeyi asla tasvip etmiyorum. Zira şer bildiklerimizde hayır, hayır bildiklerimizde şer vardır.