Kadın eve geldi. Mutfağa geçti. İlk olarak masanın üzerindeki 'öfke elmaları' gözüne çarptı. Terapisti önermişti bunu, "İçinde öfke hissettiğinde bu elmalardan ısırarak ye, ısırdığını hisset, tadına vara vara ye" demişti. Her zamanki gibi stresli bir gün geçirmişti. Öfkesi ne zaman patlak verecek bilmediğinden şu kararı verdi, o an. Eve her geldiğinde ilk işi bu elmalardan bir tane yemek. Ama öyle aceleyle değil, hissederek, tadına vara vara, yavaş yavaş yemek. Elmasını yerken kızı girdi mutfağa , bakmadı bile annesinin yüzüne, annesi umrunda değilmiş gibi yapıyordu. 15 yaşındaydı Selma, annesinin ilk göz ağrısı, ama tabi kız bu tabiri pek duymamıştı annesinden. Annesi genellikle Selma uykuya daldıktan sonra onun yanına gelir , saçlarını okşar , 'ilk göz ağrım' derdi. Selma bu sözü tanımıyordu. Onun hatırladığı cümle, sürekli kulaklarında yankılanıp duran o cümle 'Lanet olsun seni doğurduğum güne!' Selma bu cümleyi her hatırladığında kalbine bi
Çocuk Gelişimi, Aile, Kur'an ve hayat..