Çocuk, annesiyle birlikte her zaman gittikleri bir kır evine gidiyor. Başlarda her şey çocuğun gözüne her zamanki gibi görünüyor. Yağmur aynı, orman aynı. Aynı kasvetli hava ve aynı ruh hali, çizimlerden öyle anlıyorum. Her şey çocuğun dışarıya çıkıp, tableti suya düşürmesiyle başlıyor. Önce afallıyor çocuk. Tableti olmadan ne yapabilirdi ki şimdi! İşte tam da bunu düşünürken her şey bambaşka görünmeye başlıyor gözüne. Salyangozlar, mantarlar, çamur, tohumlar, tanecikler, toprak, hepsini hissediyor. Güneş ve yağmur, yağmur sonrası gökkuşağını fark edişi. İçi kıpır kıpır oluyor. Başlıyor sergüzeşt (bu kelimeyi kullanmayı seviyorum, tam yeri :). Ve eve dönüyor. Evde annesi var. O da bıraktığı gibi değil sanki, annesi de diğer gördüğü canlılar gibi bambaşka görünmeye başlıyor gözüne. Sonra annesiyle göz göze ve diz dize sıcak çikolatalarını içiyorlar ve kitap sona eriyor. İçinizi ısıtacak, sıcacık hikayesiyle severek okuduğum ve çocuklarıma okuduğum bu değerli kitabı tavsiye ederim.
Çocuk Gelişimi, Aile, Kur'an ve hayat..