Ana içeriğe atla

HİÇ BİRŞEY YAPMAMA GÜNÜ/ AYLAK KİTAP


 Çocuk, annesiyle birlikte her zaman gittikleri bir kır evine gidiyor. Başlarda her şey çocuğun gözüne her zamanki gibi  görünüyor. Yağmur aynı, orman aynı. Aynı kasvetli hava ve aynı ruh hali, çizimlerden öyle anlıyorum. 

Her şey çocuğun dışarıya çıkıp, tableti suya düşürmesiyle başlıyor. Önce afallıyor çocuk. Tableti olmadan ne yapabilirdi ki şimdi! İşte tam da bunu düşünürken her şey bambaşka görünmeye başlıyor gözüne. Salyangozlar, mantarlar, çamur, tohumlar, tanecikler, toprak, hepsini hissediyor. Güneş ve yağmur, yağmur sonrası gökkuşağını fark edişi. İçi kıpır kıpır oluyor. Başlıyor sergüzeşt (bu kelimeyi kullanmayı seviyorum, tam yeri :). Ve eve dönüyor. Evde annesi var. O da bıraktığı gibi değil sanki, annesi de  diğer gördüğü canlılar gibi bambaşka görünmeye başlıyor gözüne. Sonra annesiyle göz göze ve diz dize sıcak çikolatalarını içiyorlar ve kitap sona eriyor. 

İçinizi ısıtacak, sıcacık hikayesiyle severek okuduğum ve çocuklarıma okuduğum bu değerli kitabı tavsiye ederim. 

Bu kitaptan çıkardığım ders de şu olsun: Çocukla kaliteli vakit diyoruz hep. Bunun için uzun uzun uğraşlara, ön hazırlıklara gerek yok her zaman. Bir sütlü kahve, sıcak çikolata veya birer  sahlep; sonra bir çift göz, şefkatli bakış ve dokunuş yeter. 

Kitap adı: Hiçbir Şey Yapmama Günü

Yazar: Beatrice Alemagna

Yayınevi: Aylak Kitap 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEBEKLİ UMRECİLERE TAVSİYELER

Bu yazıyı yazmamdaki amaç, bebekle umreye gidecek olanları, tüm söylenenlere rağmen biraz cesaretlendirmek ve ne yapmaları gerektiği konusunda yardımcı olmaktır. Bana "Pişman mısın, bebekle çok zor olmuştur" diyorlar. Kişi, oralara gider de pişman olur mu hiç! Bence hayatın her döneminde, ne zaman imkan olursa hiç tereddüt etmeden gitmeli insan, Allah kolaylığını verir elbet. Hem "Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır" ayetiyle müjdelemiyor mu bizi Rabbimiz? Güzel düşünelim ki güzel olsun, gönlümüzce olsun her şey. Aksi takdirde benim gibi söylenenlere kulak asıp vazgeçme aşamasına kadar gelebilirsiniz. Şükürler olsun ki böyle bir hatadan döndüm ve Rabbim bana, oraları görmeyi nasip etti. Gelelim umre yolculuğumuza: Umre için yola çıktığımızda kızımız 21 aylık idi ve aylardan şubat idi. Öncesinde ufak çaplı bir araştırma yaptım. Kızım için hazırlayacağım eşyaları listeledim. Fazla kıyafet götürmeye hiç gerek yok. Mekke'de çamaşırlar çok hızlı bir

ERKEN ÇOCUKLUKTA MASTÜRBASYON VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

"Mastürbasyon (kendi kendine doyum), 3-5 yaşlar arasında sık rastlanan bir davranıştır ve çocuğun kendi bedenini tanıma eyleminin bir parçasıdır." diyor Haluk Yavuzer   Çocuğu Tanımak ve Anlamak   adlı kitabında. Gerçekten de öyledir. Çocuklarınızı dikkatli izlediyseniz, cinsel organlarına önce tesadüfen dokunduğunu, onu fark ettikçe dokunma isteklerinin artığını görmüş olmalısınız. Bu aşamada 'çek elini oradan, ayıp, terbiyesiz' diyerek ellerine vurmadıysanız ve zorla bu davranıştan vazgeçirmeye çalışmadıysanız bir süre sonra oraya olan aşırı ilgisinin kendiliğinden kaybolduğunu görürsünüz.

GEBELİKTE 2'Lİ VE 3'LÜ TARAMA TESTİ

Gebelikte yapılan 2'li ve 3'lü tarama testleri, anne karnındaki bebekte görülebilecek kromozomal hastalıkların tespit edilmesi için yapılır. Bu hastalıkların başında da Down Sendromu gelir. Son zamanlarda özellikle de muhafazakar kesimlerde, bu testlere karşı aşırı ön yargıların bulunduğuna şahit oluyorum. Bunun sebebi ise; bu testlerden çıkabilecek olası olumsuz sonuçların kürtaja sebep olabileceğidir ve gerçeklik payı da vardır. Peki "bebeğim engelli olacaksa hiç doğmasın" diye düşünen bir anne, sağlıklı doğacak sandığı bebeği  engelli doğduğunda ne hissedecek? Büyük bir şok geçirme ve ardından bebeği reddetme ihtimali yüksek. Sonuç böyle olacaksa engelli bebeklerin, anne karnında yaşamına son verilmesi gerektiğini söylemiyorum ve böyle bir şeyi asla tasvip etmiyorum. Zira şer bildiklerimizde hayır, hayır bildiklerimizde şer vardır.