Ana içeriğe atla

KENDİNİ AFFET/ADEM GÜNEŞ


Suçluluk duygusu öyle bir duygudur ki, taa derinlere işlemiştir. Yaşadığımız olaylar karşısında verdiğimiz çoğu yanlış tepkinin suçluluk duygusundan kaynaklandığını fark etmiyoruz. Öyle ki, o duyguyu artık karakterimiz zannediyoruz.  Aşırı duyarlı, alıngan halimizi, küsmelerimizi,  duyarsızlıklarımızı "ben böyleyim işte" deyip geçiştiriyoruz. Hayır öyle değil. "Sen sadece suçlu değilsin. " Önce bunu farketmeli, kendini affetme ihtiyacı hissetmeli insan ve harekete geçmeli. 

Nasıl affedeceğiz kendimizi? İşte bu kitap yol-yordam gösteriyor bize. 

Zorlantılarımız, dirençlerimiz ve iç seslerimizle nasıl başa çıkacağımızı öğreniyoruz. Ve bırakıyoruz olumsuz duygularımızı. 

Sıra bizi incitenlere affetmeye geliyor. Affetmek incinmişlik duygusunu bırakmaktır. Affetmek bağışlamak değildir. İstersen bağışlar yeniden bağ kurarsın, istersen mesafe koyarsın. Bu kişinin kendisine kalmış. Bunun da yolu yordamı bu kitapta. 

Kendisiyle barışan yeryüzü ile barışır, gökyüzü ile barışır, yeryüzü ve gökyüzü arasındakilerle barışır. 

Kendisiyle barışan kendine şefkat  duyar, kendine saygı duyar, kendine değer verir. 

Kendi değerini başkalarının gözünde aramaz kendiyle barışan insan. 

Ancak kendiyle barışan insanlar kendiyle barışık nesiller  yetiştirir. 

Kendini affet.. 

Çocuk Gelişimcisi 

Tuğba Kadiroğlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEBEKLİ UMRECİLERE TAVSİYELER

Bu yazıyı yazmamdaki amaç, bebekle umreye gidecek olanları, tüm söylenenlere rağmen biraz cesaretlendirmek ve ne yapmaları gerektiği konusunda yardımcı olmaktır. Bana "Pişman mısın, bebekle çok zor olmuştur" diyorlar. Kişi, oralara gider de pişman olur mu hiç! Bence hayatın her döneminde, ne zaman imkan olursa hiç tereddüt etmeden gitmeli insan, Allah kolaylığını verir elbet. Hem "Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır" ayetiyle müjdelemiyor mu bizi Rabbimiz? Güzel düşünelim ki güzel olsun, gönlümüzce olsun her şey. Aksi takdirde benim gibi söylenenlere kulak asıp vazgeçme aşamasına kadar gelebilirsiniz. Şükürler olsun ki böyle bir hatadan döndüm ve Rabbim bana, oraları görmeyi nasip etti. Gelelim umre yolculuğumuza: Umre için yola çıktığımızda kızımız 21 aylık idi ve aylardan şubat idi. Öncesinde ufak çaplı bir araştırma yaptım. Kızım için hazırlayacağım eşyaları listeledim. Fazla kıyafet götürmeye hiç gerek yok. Mekke'de çamaşırlar çok hızlı bir

ERKEN ÇOCUKLUKTA MASTÜRBASYON VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

"Mastürbasyon (kendi kendine doyum), 3-5 yaşlar arasında sık rastlanan bir davranıştır ve çocuğun kendi bedenini tanıma eyleminin bir parçasıdır." diyor Haluk Yavuzer   Çocuğu Tanımak ve Anlamak   adlı kitabında. Gerçekten de öyledir. Çocuklarınızı dikkatli izlediyseniz, cinsel organlarına önce tesadüfen dokunduğunu, onu fark ettikçe dokunma isteklerinin artığını görmüş olmalısınız. Bu aşamada 'çek elini oradan, ayıp, terbiyesiz' diyerek ellerine vurmadıysanız ve zorla bu davranıştan vazgeçirmeye çalışmadıysanız bir süre sonra oraya olan aşırı ilgisinin kendiliğinden kaybolduğunu görürsünüz.

GEBELİKTE 2'Lİ VE 3'LÜ TARAMA TESTİ

Gebelikte yapılan 2'li ve 3'lü tarama testleri, anne karnındaki bebekte görülebilecek kromozomal hastalıkların tespit edilmesi için yapılır. Bu hastalıkların başında da Down Sendromu gelir. Son zamanlarda özellikle de muhafazakar kesimlerde, bu testlere karşı aşırı ön yargıların bulunduğuna şahit oluyorum. Bunun sebebi ise; bu testlerden çıkabilecek olası olumsuz sonuçların kürtaja sebep olabileceğidir ve gerçeklik payı da vardır. Peki "bebeğim engelli olacaksa hiç doğmasın" diye düşünen bir anne, sağlıklı doğacak sandığı bebeği  engelli doğduğunda ne hissedecek? Büyük bir şok geçirme ve ardından bebeği reddetme ihtimali yüksek. Sonuç böyle olacaksa engelli bebeklerin, anne karnında yaşamına son verilmesi gerektiğini söylemiyorum ve böyle bir şeyi asla tasvip etmiyorum. Zira şer bildiklerimizde hayır, hayır bildiklerimizde şer vardır.