Her çocuğun sağlıklı gelişimi için sınırlara ihtiyacı vardır. Çocuğa sınır koymanın yolu doğru disiplinden geçer.
Disiplin;
ceza vermek, bağırmak, insani olmayan yolları kullanarak çocuğa bir işi
yaptırmak değildir.
Disiplin,
ailede uyulacak kurallar bütününün çocuğa aktarılmasıdır. Bunu yaparken çocukla
doğru iletişim kurulmalı ve kendimizi insani yollarla ifade edebilmeliyiz.
Çocuğu
disipline etmek için vakit ayırmak, emek vermek gerekir.
Örneğin;
kahvaltı sofrasında, akşam yemeklerinde neler konuşuyoruz? Akşam yatarken ne
yapıyoruz? Akşam yatmadan önce çocuğumuzla 10 dakika da olsa gün içinde olanları
konuşmak, sakin, dingin bir şekilde sohbet edebilmek gerek.
Disiplinin
olmazsa olmaz iki öğesi aşılama* ve budama*dır.
Aşılama nasıl olur? Onlara değerlerimizi anlatacağız, aşılayacağız. Örneğin; çevreyi rahatsız
ettiğinde “amca kızar, teyze bizi buradan kovar” gibi sözler yanlıştır. Bu telkini
duyan çocuk “diğer insanlar olmasa ben her istediğimi yapardım. Onlar yüzünden
yapamıyorum.” Doğru olan davranış, çocuğun gözlerinin içine bakarak “yavrum
insanlar şu an rahatsız oluyor, onları rahatsız etmeye hakkımız yok” demektir.
Her
aile kendi içinde düşünmeli “bizim ailemizin değerleri nelerdir?” İsraf
etmemek, hak yememek, haram lokma, güler yüzlü olmak, yalan söylememek gibi her
ailenin kendine has değerleri vardır. Bunları aile içinde konuşabilmek gerekir.
“illa anlatmaya gerek mi var, herkes üzerine düşeni yapsın, çocuk da okulda
öğrenir ” diyerek kolaycılığı seçmemeliyiz.
Örneğin
çocuk sürekli oyuncak istediğinde, “alamayız yavrum, paramız yok, paramız biter” demek doğru
değildir. Bunu duyan çocuk “para olsa her şey yapılır” gibi bir sonuca varır. Oysa
bizim orada düşündüğümüz şey “çok oyuncağı var, gerekli değil, israf” tır. Bunu
çocuğa aktarmamız lazım, ama ne zaman? Sular ısındığında değil, sakin bir
zamanda, her şey yolundayken bu konuşma yapılabilir. Yani bir şeye sınır
koyarken değerlerimiz üzerinden gitmeliyiz.
Çocuk
talimat ister. Sadece yapma demek yetmez. Ona ne yapacağını da söylemek
gerekir. Örneğin; su tabancası ile oynarken çevredeki insanları ıslatan çocuğa “yavrum
bak buraya sık tabancanı” diyerek yol göstermek iyi gelir.
Budama:
Ağacı budarız, dalları belli bir sınırı geçmesin isteriz. Bunu yaparken ağacın
canı yanmaz. Çocuğa da bağırıp, çağırmadan, dövmeden insani yollarla sakin bir
şekilde sınır koyabilmek gerekir.
Çocuk
sınırları zorlamak isteyebilir bu çok normal. İşi “ben dedim oldu, bitti” ye
getirmeyin. Bırakın çocuğu, ifade etsin kendini. Ağlıyorsa ağlasın, kızıyorsa
kızsın. Hemen “saygısız” deyip lafı ağzına tıkamayın. Dinleyin, duygusunu
anlamaya çalışın. Sular durulunca, sakin bir vakitte konu üzerinde tekrar
konuşun.
Çocuk
yetiştirmek; zaman işidir, enerji işidir, emek işidir.
Tuğba Kadiroğlu
Çocuk Gelişimcisi
*Psikolog Tülay Kök’ün ifadesidir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Teşekkürler. Yorumunuz kontrol edildikten sonra yayınlanacaktır.